Hünnap meyvesi, yaklaşık 4000 yıllık bir tarihe sahiptir. Literatürdeki adı Zizyphus jujuba Mill.’dir. Hünnap’ın halk arasında bilinen diğer adları “Çin hurması” ve “kırmızı hurma’dır. Çin’de ise “hayat meyvesi” ve “ölümsüzlük meyvesi” olarak bilinmektedir.

Rhamnaceae (cehrigiller) familyasına ait olduğu bilinen hünnap, genellikle tropikal ve subtropikal iklimlerde yaygın olarak yetişebilen ılıman iklim bitkisidir. Anavatanı başta Çin olmak üzere Doğu Asya’dır.
Hünnap ağacı 8 ila 10 metreye kadar uzayabilmekte ve kış mevsiminde yaprağını dökmektedir. Çiçekleri ise nisan- mayıs dönemlerinde açar ve sarı renkli güzel bir kokuya sahiptirler.
Ilıman iklim şartlarına uygun olduğu bildirilen hünnap, kültüre alınmış olarak bahçelerde yetiştirilebildiği gibi doğal ortamlarda yabani türlerinin olduğu da bildirilmektedir. Hünnap ağacı, genellikle soğuk hava şartlarına dayanıklı bir ağaçtır. Fakat çiçeklenme döneminde soğuğa denk gelmesi halinde donlardan aşırı zarar görmektedir.
Hünnap ağacının çok ağır topraklar hariç toprak seçiciliği yoktur. Asit ya da hafif bazik yapılı (pH 5-7,5) topraklarda yetişebilir. Soğuk hava şartlarına karşı olduğu gibi kuraklığa karşı da dayanıklıdır. Ancak verimli meyve ağaçlarının yetişebilmesi için humus oranı yeterli seviyede olan ve kumlu, geçirgen ve nemli toprakların tercih edilmesi önerilmektedir.
Hünnap ağacı, hassas meyvelerde olduğu gibi özenli ve aşırı dikkatli bir bakım gerektirmemektedir. Bu bitki fazla su isteyen bir bitki olmamakla birlikte, kireç bakımından zengin toprakları daha çok sevdiği bilinmektedir.
Hünnap genellikle tohumla çoğaltılıp, çöğürler üzerine aşı yapılarak yetiştirilmektedir. Fakat tohumdan üretim şekli biraz meşakkatli olup, bunun yerine tüplü aşılı fidanlarla da üretim yapılabilmektedir. İn–vitro şartlarında çoğaltma üzerine de birçok çalışma ve araştırma bulunmakta olup çelikle çoğaltma üzerine yapılan çalışmalar azdır. Bazı bölgelerin doğal bitki örtüsü içerisinde kendiliğinden yabani olarak çoğaldığı görülmektedir.
Hünnap meyvesi ilk başta zeytin yeşili rengindedir ancak zaman içinde olgunlaşmayla birlikte kırmızımsı kahverengiye dönüşür. Olgunlaşmış meyve çok ince kabuklu yumurta biçimine yakın eliptik bir şekle sahiptir.

Bunların yanı sıra hünnap tatlı, sulu ve hafif bir aromaya sahiptir. Meyvenin pulplu kısmı ise sarı renklidir ve tek tohumludur. Hünnap, mevsim ve hava koşullarına göre Ağustos-Eylül dönemlerinde olgunlaşmakta ve arzu edilmesi halinde kurutularak saklanabilmektedir.

Hünnap kurutulmuş olarak ya da taze meyve halinde tüketilebilir. Ancak kurutma işleminin güneşte ve açık hava koşullarında yapılması tavsiye edilmektedir. Günlük kullanımlarda ikram olarak (misafir ağırlamada), atıştırmalık ya da aparatif olarak, kahvaltılık yemiş olarak tüketilmesi yaygındır.

Burada sayılan yöntemlerin yanı sıra reçeli, sirkesi ve şekerlemesi de yapılmaktadır. Buna ilaveten meyve suyu, meyve çayı, bitkisel toz içecek, meyve esaslı tablet olarak ya da meyve çaylarında tatlandırıcı/aroma verici olarak kullanılmaktadır
Hünnabın geleneksel ve alternatif tıp uygulamalarında katkı maddesi olarak kullanıldığı bildirilmektedir. Tüketilemez durumda olan meyvelerin ise kaliteli bir hayvan yemi hammaddesi olduğu belirtilmektedir.
Kısaca tarihine bakacak olursa, hünnap 1800’lü yıllarda Amerika’ya götürülmüş ve sonrasında Avrupa, Avustralya, Güney ve Doğu Asya’da geniş yayılma alanları bulmuştur. Bugün dünyadaki hünnap üretiminin %90’dan fazlası Çin tarafından yapılmaktadır.
Türkiye’de Marmara, Batı ve Güney Anadolu bölgelerinde hünnap yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Daha belirgin ifade etmek gerekirse Antalya, Isparta, Mersin, Kayseri, Hatay, Bursa, Çanakkale illerinde yetiştirilmekte ancak sadece Denizli ili Çivril ilçesinde doğal olarak yayılış göstermektedir. TÜBİVES (Türkiye Bitki Verileri Servisi) verilerine göre bu bitkinin Türkiye’deki dağılımı Kuzey Anadolu bölgesidir.
Hünnabın İnsan Sağlığına Faydaları
Hünnabın sağlığımızı koruma ve hastalıklara karşı tedavi amaçlı kullanılabilme potansiyeli oldukça yüksektir. Hünnabın doğu ülkelerinde geleneksel tıpta önemli yere sahip olan besleyici bir gıda olarak çok eski tarihlerden beri tüketildiği bilinmektedir. Günümüzde hünnap, gıda ve ilaç endüstrisinde hammadde olarak kullanılmaktadır.
Hünnap meyvesinin bilinen faydaları şu şekildedir;
- Kurutulmuş hünnap meyvelerinin suda kaynatılarak mide rahatsızlıklarında tedavi edici olarak kullanıldığı,
- Karaciğeri koruduğu,
- Kalp ve damar rahatsızlıklarını gidermede yardımcı olduğu,
- Kanser hücresi çoğalmasını baskıladığı,
- Kanda kolesterol düzensizliğinin giderilmesinde faydalı olduğu,
- Tanin, şeker ve müsilajlı maddeler içerdiği ve bu nedenle şeker hastalarının taze olarak hünnap meyvesini tüketebilecekleri,
- Burada bahsi geçenlerin yanı sıra halk arasında bilinen, balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı ve idrar söktürücü olarak kullanıldığı,
- Meyve etinin yanı sıra hünnap çekirdeklerinin de uykusuzluk giderici, tonik, yatıştırıcı/sakinleştirici olarak kullanıldığı,
- İshal, mide ve bağırsakta meydana gelen yaralar, sarılık ve ülser gibi rahatsızlıklara karşı olumlu etkisinin olabileceği,
- İltihap ve enfeksiyon giderici, ağrı kesici ve sekonder bakteriyel rahatsızlıklarda tedavi edici faydalarının olduğu,
- Bağırsak kurtlarının tedavisinde de oldukça etkili olduğu bildirilmektedir.
Bununla birlikte, hünnap meyvesinin fazla tüketimi tansiyon düşmesi, mide bulantısı ve şişkinlik, kan şekerinde dalgalanma ve ciltte kaşınma gibi bazı olumsuzluklara ve yan etkilere neden olabilir. Hünnabın günde 1 ile 4 adet arasında tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Hamilelik ve emzirme döneminde hünnap tüketimi için doktora danışılması tavsiye edilmektedir.
Hünnap Meyvesinin Bileşimi
Hünnabın, yukarıda sayılan faydaları sağlayabilmesinin temel nedeni vitamin, mineral ve fenolik bileşikler bakımından oldukça zengin olmasıdır. Bunun yanı sıra farklı enzim ve bileşenlere de sahip oluşu hünnabın sağlığa oldukça faydalı olmasını sağlamaktadır.
Ana bileşenler açısından bakıldığında 100 gr. hünnap ortalama olarak 20 gr. karbonhidrat (çoğunluğu diyet lifi), 1,2 gram protein ve 0,2 gr. yağ içermektedir ve 100 gr. hünnap yaklaşık 79 kcal. enerji vermektedir. Hünnabın yüksek miktarda diyet lifi içermesi, sindirim sorunlarının düzenlenmesine yardımcı olmasını sağlamaktadır.
Vitamin bakımından hünnap yüksek miktarda C vitamini içeriği (70 mg/100 gr) ile öne çıkmaktadır ki, bu değer turunçgillere eşdeğerdir. Hünnap A vitamini açısından da oldukça zengin bir meyvedir. Antioksidan aktivitesi yüksek olan bu vitaminlerin hünnapta yüksek miktarda bulunuşu, hünnabın bağışıklık sistemini güçlendirmesini sağlamaktadır ve anti kanser ve yaşlanmayı önleyici etkisini yükseltmektedir.
Hünnap meyvesinde niasin (B3 vitamini) ve riboflavin (B2 vitamini) de bulunmaktadır. Bahsi geçen vitaminler vücudun hormon ve enzim sistemi için oldukça önemlidir.
Hünnap, mineral açısından da oldukça zengindir. Çinko (Zn), magnezyum (Mg), bakır (Cu), fosfor (P), potasyum (K), sodyum (Na) ve demir (Fe) hünnapta bulunan başlıca minerallerdir. Hünnapta en yüksek miktarda bulunan mineral potasyumdur (250 mg/100 gr) ve potasyumun yüksek oluşu kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olmasını sağlamaktadır.
Hünnabın solunum yollarına yararlı olmasını sağlayan bileşen ise “bromelain” adı verilen özel bir enzimdir.
Bu bileşenlerin yanında hünnap steroller, alkaloidler, saponinler, serotonin ile triterpenoidler gibi diğer tıbbi bileşenleri de içermektedir.
Diğer taraftan, ülkemizde yeterince tanınmayan ve tüketilmeyen hünnap üzerine yapılan çalışmalar sınırlıdır. Örneğin kurutma uygulanması sırasında biyokimyasal bileşiminde meydana gelen değişimler araştırılmamıştır. Bu önemli bir konudur, çünkü meyvenin kurutulmuş halinin çok fazla tüketildiği bilinmektedir. Diğer bir ifadeyle bu meyvenin taze hali çok yüksek miktarda C vitamini içerir ancak bu meyve kurutularak daha çok kuruyemiş olarak tüketilmektedir.
Bu ve benzeri nedenlerle hünnabın daha çok araştırılması gerekmektedir. Yine de hünnabın kuru veya yaş, oldukça faydalı bir meyve olduğu ve tüketilmesinin sağlığa faydalı olduğu söylenebilir.
Yararlanılan Kaynaklar
Kavas, İ. ve Dalkılıç, Z. (2015). Bazı hünnap genotiplerinin morfolojik, fenolojik ve pomolojik özelliklerinin belirlenmesi ve melezleme olanaklarının araştırılması. ADÜ Ziraat Fak. Dergisi 12(1):57-72.
Preeti, T. S. (2014). “Ziziphus Jujuba: A Phytopharmacological Review”. International Journal of Research and Development in Pharmacy and Life Sciences, 3:3, 959-966.
Qing-Han Gao, Chun-Sen Wu, and Min Wang. (2013). The Jujube (Ziziphus Jujuba Mill.) Fruit: A Review of Current Knowledge of Fruit Composition and Health Benefits. Journal of Agricultural and Food Chemistry. 61 (14), 3351-3363.
Zhumatov, U.Z. (1996). “Elementary compositions of the fruits of Morus nigra and Zizyphus jujuba and the Chemistry of Natural Compounds C/C of Khimiia” Chemistry of Natural Compounds volume 32, pages 100–101.
Be First to Comment