İnsanoğlunun beslenme ve gıda anlayışında tarih boyunca üç önemli kırılma anı mevcuttur. İlki ateşin keşfidir ki, insanoğluna yiyeceklerini ateşte pişirme imkanı tanımıştır ve o zaman için önemli bir devrimdir.
İkincisi, Neolitik Dönem’de tarımın keşfidir. Tarım ile insanoğlu tüketebileceğinden daha fazla miktarda gıda üretebilme kabiliyetine sahip olmuştur. Böylelikle, göreceli olarak gıdayı temin etme konusunda bir nebze olsun rahatlığa erişmiştir.
Sanayi Devrimi ise üçüncü önemli kırılma anıdır. 19. yüzyılda cereyan eden sanayi devrimi, gıdanın endüstriyel üretiminin yolunu açmış ve gıdanın yüksek miktarda üretilebilmesiyle birlikte çok uzak diyarlara ulaştırılabilmesini de sağlamıştır.
Bu ilk üç kırılma anından sonra, tahminim odur ki 21. yüzyıl itibari ile insanoğlu dördüncü bir kırılma anına karar verme eşiğindedir. Gıdanın endüstriyel üretimi faydaları ile birlikte özellikle sağlık açısından çokça da soruyu beraberinde getirmişti.
Bu sorunlara tepki olarak, günümüzde sağlıklı ve doğal gıdaya bir yönelim gelişmiştir. Hatta bu yönelim, “organik tarım” ve “organik gıda” kavramlarının doğmasına neden olmuştu.
Bununla birlikte, teknoloji ve bilimin gelişimi gıda alanında da dur duraksız devam etmektedir. Haliyle gıdada birçok yeni yaklaşım ve trendler meydana gelmiştir. İşte bu noktada, insanoğlu bir karar verecektir. Önümüzde üç seçenek bulunmakta;
1. Sanayi devriminin yolundan kapitalist anlayışla devam edilecek,
2. Doğal gıdaya dönüş olacak; endüstriyel gıda üretimi doğal gıdaya adapte edilecek,
3. Yeni yaklaşımlar benimsenecek ve endüstriyel üretime adapte edilecek.
Bir gıda bilimci olarak bana sorulacak olsa, hiç düşünmeden ikinci yolu seçmek isterdim. Ancak görünen o ki, günümüzde üçüncü seçenekten gidilmeye başlanmakta.
Bu noktada, gıda ve beslenmede yeni yaklaşımlar nelerdir, bir göz atalım;
1. Veganlık ve Vejetaryenlik
Esas itibari ile hayvansal gıdalara karşı mesafeli duran bir bakış açısından ileri gelmektedir. Tanımlarını yaparsak daha anlaşılır olabilir;
Vejetaryen; Kırmızı et tüketmezler. Balık ve tavuk eti, yumurta, bal, süt ve süt ürünleri tüketirler. Vejetaryen kelimesi ilk olarak 1842’de kullanılmaya başlanmıştır.
Laktovejetaryen; Hayvansal gıdalardan sadece süt ve süt ürünlerini tüketirler.
Laktoovovejetaryen; Hayvansal gıdalardan sadece yumurta, süt ve süt ürünlerini tüketirler.
Esnek vejetaryen (Fleksitaryen); Herhangi bir ideolojiye sahip olmayıp, bâzen et veya diğer hayvansal gıdaları tüketirler.
Vegan; Hayvansal hiçbir gıdayı tüketmezler; giysi dâhil hiçbir hayvansal kaynaklı ürünü kullanmazlar. İlk olarak 1944’te ortaya atıldı.
Veganlık 3 çeşittir;
Etik veganizm; Hayvan haklarını savunduklarından dolayı vegandırlar.
Çevreci veganizm; Hayvansal ürünlerin çevreye zarar verdiğini savunduklarından dolayı vegandırlar.
Sağlık için veganizm; Bu şekilde beslenmenin sağlıklı olduğunu savunduklarından dolayı vegandırlar.
2. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar
Özellikle bitkilerde verimi ve randımanı artırmak amacıyla bitkinin genetik yapısını değiştirme yoluna gidilmiştir (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar hakkında detaylı bilgiyi şuradan okuyabilirsiniz; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar’a (GDO) Genel Bakış).
20. yüzyılın ikinci yarısı itibari ile hayatlarımıza girmeye başlamıştır. Dünya geneline bakılacak olursa, GDO’ları yoğun olarak üreten ve tüketen ülkeler olmakla birlikte, GDO’ya “mesafeli” olan ülkeler de mevcuttur.
3. Yapay Et
Esas itibari ile hayvanlardan alınan kök hücrelerin laboratuvar ortamında besleyici sıvılarla büyütülmesi ile üretilmektedir. Henüz, hayatlarımıza girmedi ancak, önümüzdeki 20 yıl içerisinde piyasada yaygın şekilde yer alacağı ön görülmekte. Gerek sağlık konusunda gerekse de inanç açısından yapay et üzerine yoğun şekilde tartışılmakta.
4. Kapsül Gıdalar ve Takviyeler
Nedendir bilinmez, son 50 yıldır gelecek tasavvuru yapan bilim kurgu filmlerinin ekseriyetinde insanoğlunun kapsül gıdalarla besleneceği hayal edilmekteydi. Burada ıskalanan şu idi; insanlar sadece enerji ve yapıtaşı elde etmek için beslenmezler, insanoğlunun gıdalardan ciddi şekilde lezzet hazzı beklentisi vardır. Dolayısıyla bu, tutarlı bir bakış açısı değildi.
Ancak, yine de günümüzde gıda takviyesi olarak birçok kapsül ürün piyasada yoğun alıcı bulmakta. Bu ürünlerin faydası üzerine de tartışmalar mevcuttur.
5. Slow Food
Bu yaklaşım, esas itibari ile “Fast Food” kültürüne tepki olarak doğmuştur, denilebilir. Sorunun temeline (gıdada yapaylık ve doğallık tartışmalarından uzakta) inmekten ziyade, insanoğlunun “atıştırmalık kültürü” yerine mükellef sofra ile beslenmesi gerektiğini savunur.
Be First to Comment